Faydalı Paylaşımlar..

26 Eylül 2013 Perşembe

Somuncu Babanın Eşeği

15:13:00 Posted by Mücahid Reis No comments


Yıldırım Bâyezid'in Şeyhü'l-İslâm'ı olan Molla Fenâri, bir gün o devrin gönül sultanı (Hamidüddin-i Aksarayî)'yi ziyaret eder. Ellerini öpüp, dualarını al­dıktan sonra bu zâta bir kese dolusu altın hediye et­mek ister.

Somuncu Baba diye bilinen bu zât, hediyeyi al­mak istemez.

- Hizmetimin karşılığını, Allah'dan sadece âhirette istiyorum; dünyada kulların verecekleri ücret, benim için haramdır, der.

Ancak Molla Fenâri'nin ısrarları üzerine, onun uzattığı kesenin İçinden bir altın alarak, bununla halkı İrşad için bindiği eşeğine saman ve arpa alın­masını ister.

Büyük âlim Molla Fenâri dinî makamlarda bulu­nanların aldıkları ücretin helâl olduğunu, bugünün hayat şartlarının bunu zarurî kıldığını söylemekte­dir. Buna karşılık, din hizmetlerinin ücretsiz, menfaatsiz olarak yapılmasını savunan Hanüdüddin-i Aksarayî:

- Size bir şey söylemiyorum. Şeyhü'l-İslâmlık makamında aldığınız ücret size helâl olabilir. Fakat ben, sahabe mesleğini yaşamak istiyorum. Bu se­beple, din hizmeti karşılığında sizin aldığınız para si­ze helâl olsa bile, bana haramdır. İsterseniz gidiniz, bana verdiğiniz parayla alınan arpa ile saman önü­ne dökülen eşeğime bakınız, der.

Derhal ahıra girerler. Somuncu Babanın, köylü­leri irşad için bindiği eşeğinin önüne konan arpayla samana bakarlar. Bir de ne görsünler:

Molla Fenâri'nin verdiği paralarla alınan arpa ile samanı, evvelâ iyice komayıp, sonra da ayaklarıyla dağıtan eşek; bir tane bile yememiştir. Üstelik hepsi­nin üzerine işeyerek bir kenara çekilmiş, bön bön et­rafına bakıp durmaktadır.

Hamidüddin-i Aksarayî sözlerine devam eder:

- İşte görüyorsunuz ya, hizmetime karşılık veri­len ücreti, eşeğim bile yemiyor!..

Kaynak:Mehmet Dikmen, Esrarengiz Olaylar, Cihan Yayınları, İstanbul 2001, s.120

0 yorum:

Yorum Gönder