Faydalı Paylaşımlar..

12 Aralık 2014 Cuma

Sabır

13:42:00 Posted by Mücahid Reis No comments

İbrahim Edhem (k.s.) hazretleri, bir ara arkadaşlarından bir cemaat ile beraber bulunmaktaydı. Oruçluydular. Gündüzleri çalı­şıp onlara infakta bulunurdu. Geceleri de bir yerde toplanıp iftar ederlerdi. Fakat İbrahim Edhem hazretleri akşamlan işten dö­nerken biraz gecikirdi. Arkadaşları kendi aralarında;

-”Gelin biz, onsuz iftar edelim. O gelmeden iftar edelim ki, o da bundan sonra biraz daha çabuk gelsin!” dediler.

Arkadaşları iftar ettiler. Uyudular.

İbrahim Edhem (k.s.) hazretleri geldiğinde, arkadaşlarını uyur gördü. Onlara acıdı, şefkat ve merhamet ile onlara baktı ve kendi kendine,

-”Zavallı miskinler! Herhalde yiyecek bulamadıklarından aç uyudular!” dedi.

Arkadaşlarına yemek hazırlamak için İbrahim Edhem (k.s.) hazretleri, hemen undan az bir şey alıp hamur yoğurdu. Ateş yak­tı. İbrahim Edhem, küle üfleyince, arkadaşları uyandılar.

İbrahim Edhem hazretlerini ellerini ve dirseklerini yere koymuş ve ateşi üfler bir halde gördüler. Ona:

-”Bu hâlin nedir?” diye sordular. 0:

-”Ben dedim ki, belki sizler, iftarlık bir yiyecek bulamadan aç karnına uyudunuz! Sizi uyandırmak istedim. Yemekte hemen ha­zır olmak üzeredir.” O zaman arkadaşları birbirine:

-”Bakın! Biz ona ne muamele ettik? O bize nasıl muamele ediyor?” dediler.

Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri: 4/36.