Faydalı Paylaşımlar..

25 Eylül 2014 Perşembe

İçimizdeki Yılan

13:07:00 Posted by Mücahid Reis No comments
Atıyla yol alan birisi, uyumakta olan bir adamın ağzın­dan bir yılanın girmekte olduğunu görür. Uyarmak için atını mahmuzlarsa da yetişemez. Bunun üzerine, bir topuz darbesiyle adamı uyandırır. Vura vura onu bir elma ağacının altına kadar sürer. Sert bir üslûpla, yerdeki çürük elmaları yemesini...

24 Eylül 2014 Çarşamba

Yol Parası

12:42:00 Posted by Mücahid Reis No comments
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi dahiliye uzmanı Sibel Boyvada’ya 1999 yılında bir hasta gelir, yaşlı bir köylü teyze. Hastane tıklım tıklım kalabalıktır. Sibel, hastayı muayene eder ; kesin teşhis için bazı tahliller gereklidir. Kadına gerekli talimatları verir, “ Şu, şu tahlilleri yaptır,...

23 Eylül 2014 Salı

Ayakkabının Teki

14:05:00 Posted by Mücahid Reis No comments
Bir bilge bir gün tam trene biniyordu ki, ayakkabılarından birisi ayağından çıktı ve yere düştü. Aşağıya inip alması imkansızdı; Çünkü tren çoktan harekete geçmişti. Yanındaki arkadaşları ne yapacağını merak ediyorlardı. O gayet sakin bir biçimde, diğer ayağındaki ayakkabıyı çıkardı ve az önce düşürdüğü...

22 Eylül 2014 Pazartesi

ÜCRET

13:02:00 Posted by Mücahid Reis No comments
Soğuk bir kış gecesinde eve dönerken, kaldırımın ortalık yerinde duran genç bir adama rastladım. Derin derin soluk alıyor ve düşmemek için yanındaki elektrik direğine sarılıyordu. Bir vitrine bakıyormuş gibi yaparak göz ucuyla onu seyrettim. Otuzbeş-kırk yaşlarında olmalıydı ve üstü başı da bir...

Babacığım

12:16:00 Posted by Mücahid Reis No comments
KÜÇÜK çocuk okuldan gelir gelmez holün sonundaki odaya doğru gitti. Ve duvarın dibinde duran tabureye çıkarak, kapının üstündeki camlı bölümden baktı. Babacığı her zamanki yerinde, eski bir sedirde oturuyordu. Önünde de birkaç tane içki şişesi vardı. Sedirin üstüne yayılan örtü, sigara yanıklarıyla...

21 Eylül 2014 Pazar

Su Kırbasını Delen Çocuk

08:20:00 Posted by Mücahid Reis No comments
"İstanbul'un Vefa semtinin ismi kendisinden kalan za­manın manevi erlerinden Şeyh Vefa Hazretlerinin bir oğlu vardı. Bu çocuk, o zaman henüz İstanbul'a çeşmeler yapılmadığı için evlere hayvan sırtında su taşıyan sakaların kırbalarını delerdi. (Kırba, eti yenen hayvanın derisinden tabak­lanarak elde...

15 Eylül 2014 Pazartesi

8 Eylül 2014 Pazartesi

Garip Bir Koleksiyoncu

08:24:00 Posted by Mücahid Reis No comments
“Ne yatarsınız canlar, kalkın. Kalkın da görün dünyadakilerin halini.‘Bal tutan parmağını yalar’ demiş ya birisi, tutup tutup yalıyorlar parmaklarını.Her gün, gökten yıldız kayar gibi biri kayıyor da aralarından,ne sizden haberleri var ne de sizin gibi olacaklarından.Bakmayın üzerinize kapanıp...