Bürokratlar aylık değerlendirmelerini yapmak için toplanmıştı. Ama bu kez aralarına kurumda yeni görev alan elemanlar, genç bürokratlar da katılmıştı. Gençlerle, tecrübeliler sanki karşılıklı iki grup gibi uzun masanın iki tarafına yerleşmişti.
Yaşlılar tecrübeleriyle yol gösterme gayretindeydiler.
-Uluslar arası toplantılarda öncelik diplomatik nezaket kurallarındadır. Bunu asla unutmayınız. Neyse, dış gelişmelerden örneklerle görüş alışverişimize başlayalım. Önce gençler başlasın, sormak, üzerinde görüş alışverişinde bulunmak istedikleri konulardan sorsunlar.
-Biliyorsunuz, Türkmenistan yıllar önce bize şöyle bir teklifte bulunmuştu; “Ortak çalışalım, ülkemizdeki doğal gazı çıkarıp pazarlayalım. Hem siz Rusya’dan alacağınızdan çok daha ucuz doğalgaza kavuşursunuz, hem de ülkenizden Avrupa’ya gidecek gazın satışından yüksek pay alırsınız. Demişti ama bizim yetkililer “Şu anda bütçemiz uygun değil” diye kabul etmemişti, sonuçta büyük zarara uğramıştık. Şimdi de Azerbaycan ve İran petrollerini Nabuca projesiyle Avrupa’ya taşıma projesi var ama ciddi bir ilerleme sağlanamıyor. Sizce niçin?
-Eeee… Uluslar arası olaylara çok yönlü bakmak lazım. Biz Azerbaycan’dan, İran’dan doğalgazı getireceğiz ama önce bir araştırmak, öğrenmek lazım Rusya ne der, ABD ne der?
-Çeçenistan meselesi de var. Sovyetlerin kendi yasasına göre, özerk Cumhuriyetler, siyasi yapı değişikliğinde birlikten ayrılma kararı alabileceklerdi. Bu zaten yasal olan hakları, batı desteği alan Estonya, Litvanya, Letonya gibi ülkelere verildi ama desteksiz kalan Çeçenistan’a verilmedi. Biz niye destek olmadık, katliamlarda bile Rusya’yı suçlamamız gerektiği halde, Rusya ağzıyla konuşup, Çeçen direnişçilere ‘Terörist’ dedik, bu yanlış değil mi ?
-Rusya, hemen yanı başımızda yer alan bir süper güç. Çeçenlerin lehinde bir açıklama yapmadan önce Rusya ile aramızın açılmasının sonuçlarını düşünmek zorundayız. Elinde nükleer başlıklı füzeler bulunduran bir ülkeyi kızdırmak işimize gelmez tabi ki.
-Bildiğiniz gibi, 1.Dünya savaşı sonlarında, ordumuz doğudaki birliklerini savaş olan diğer cephelere çekmiş, halk savunmasız kalmıştı. Böyle bir zamanda Rusya,İngiltere,Fransa gibi ülkelerin Ermeni vatandaşlarımızı kışkırtması, silahlandırması neticesinde, Ermeni çeteler kurulmuştu. Bu çeteler savunmasız halkı katletmeye başlamıştı. Bu çetelerin Ermeni köyleriyle organik bağı olduğundan, yiyecek, barınma desteği verdiklerinden, doğuda zaten az bırakılmış askerler bunlarla başa çıkamaz olmuştu. Ermeni çetelere karşı çaresiz kalan devletin mecburiyetten “Zorunlu Ermeni göç” olayını gerçekleştirmişti. Şimdi ABD’deki bazı lobiler de, Fransa da bu olayı aleyhimize kullanmaya çalışıyor. Peki biz Cezayir’deki, en son da Ruanda’daki katliamları uluslar arası gündeme taşımıyoruz.
-Sen ne dediğinin farkında mısın genç meslektaşım? Biz Ruanda katliamını gündeme taşırsak, olayda sorumluluğu olan Fransa, Belçika gibi ülkeler bize ne der, nasıl bir karşı tavır alır biliyor musunuz? Neyse başka konu?
-Çin ile iyi ilişkilerimiz olsun diyoruz tamam ama ya Doğu Türkistan’da katliam yapılan, özgürlükleri elinden alınıp, sanki uçsuz bucaksız, dev bir açık hava hapishanesinde yaşayan soydaşlarımız, dindaşlarımız ne olacak. Bunu görmezlikten mi geleceğiz.
-Çin, nükleer güce sahip bir ülke. Ekonomisi de dev. Tabi ki görmezlikten geleceğiz. Doğu Türkistan halkına eziyet edilmesine karşısın ama biz bunu gündeme getirmeye kalkarsak Çin ne der. Çin kızarsa, ekonomik ilişkilerimiz bozulursa neler olur? Uluslar arası meydanda bir adım atmadan önce 2 defa değil, 10 defa düşünmeniz gerekir. Neyse bunları tecrübelerinizle öğreneceksiniz.
-Irak’ta, Afganistan’da, Guantanamo’daki işkenceler için gözünü kapatıyor batı. Bosna’da sivilleri korumakla görevli Hollandalı askerler, korumaları altındaki sivillere önce ‘Biz sizi koruyacağız, silahlarınızı teslim edin’ diyerek silahlarını topladılar, sonra da insanlık suçu işleyerek, korumaları altındaki “Birleşmiş Milletler Güvenli Bölgesi” ilan edilen, Srebrenica’da akü fabrikası sahasındaki, silahsız 8 bin Boşnağı göz göre göre Sırp çetecilere teslim edip katledilmesine göz yumdular. Daha sonra utanmadan bu askerlere Hollanda Savunma Bakanı şeref madalyası takmıştı. Bizim diplomatlardan bu olaylara karşı da bir tepki duymadık.
-Boşnakları Sırplara teslim etti diye Hollanda’da askerlerine kızıyorsun amma Hollanda Avrupa’da önemli bir ülke. Hollan’dayla aramızın bozulması aleyhimize sonuçlar doğurur.
-Tarihi misyonumuz mazlumları korumak üzerineyken, üstelik atalarımızın yıllarca adaletle yönettiği bir coğrafyada meydana gelen olaylara, Filistin’de, özellikle Gazze’de sivillerin, çocukların misket ve ahtapot bombalarıyla katledilmesine, ciddi tepki vermemiz gerekmiyor mu?
-Gazze’de çocuklar öldürülmesin diyorsun ama bu ortalıkta söylenir mi! İsrail’in ABD ve Avrupa’da ki destek gücünü, ayrıca dev ekonomik şirketlerdeki gücünü biliyor musun? Diplomatik olacaksın, önce bir düşün, bir incele bakalım, ciddi tepki verirsek buna İsrail ne der? Onun kayıtsız şartsız destekçisi olan ABD ne der? Tabi siz gençsiniz, zamanla tecrübelerimizden faydalanarak… bir dakika noluyor, niye ayaklandınız?
-Merak etmeyin, sinirlenmeden önce izin aldık. Bu kadar kişiliksiz, ezik politikalar üretenleri meclisten kovalamak caizdir diye ABD başkanı Obama’dan fetva aldık.
Yazar: Ahmet Ünal ÇAM
0 yorum:
Yorum Gönder