Faydalı Paylaşımlar..

9 Eylül 2013 Pazartesi

Dostun Eziyeti

14:10:00 Posted by Mücahid Reis No comments


Zünnun-i Mısrî'nin iç dünyasındaki mevcelenmelerden anlamayan insanlar onun bir kısım hallerinden ra­hatsız oldular ve onu tımarhaneye attırdılar. Bunu duyan dostları ziyaretine gitti. Zünnun onlara bağırarak:

- Siz kimsiniz? dedi.

- Bizler senin dostlarınız, dediler. Halini, hatırını sor­maya geldik.

Zünnun, gelenlere saldırmaya, üzerlerine taş toprak atmaya başladı. Hepsi kaçarak bir yana dağıldı. Zünnun bir kenara çekilmiş gülüyor ve şöyle diyordu:

- Neden böyle köşe bucak kaçıyorsunuz? Hani dostumdunuz? Dostun eziyeti dosta ağır gelmez. Dostluğun alâmeti, dosttan gelen zorluğa katlanmakla belli olur.

İnsanların, başlarına gelen bir musibet karşısında en ufak bir yanlış tavra girmemek için yürekleri titremeli, On­dan gelene "safa geldi, hoş geldi" demeye çalışmalıdırlar, insanın vazifesi naz değil, niyazdır. En ufak bir sıkıntıda dostuna mırın kırın etmek vefasızlık ve nankörlüktür. O, ba­zen dostunun dostluğunu deneyebilir. Arkasında büyük lü­tuf muradı olabilir. Sabır, sıkıntıya ilk uğranılan anda göste­rilen tavırdır.

Kim bilir bilmeden ne vefasızlıklara düşüyoruz.

KAYNAK: AKAR, Mehmet; Mesel Ufku, Timaş Yayınları, İstanbul 2004, s. 135

0 yorum:

Yorum Gönder