Adı Bilgehan. Yalova Lisesi lise ikinci sınıf öğrencisi. İçi gibi dışı; dışı gibi de içi pırıl pırıl bir genç.
Her derse olduğu gibi din dersine de çok ilgili ve meraklı olan Bilgehan, yaz tatillerinde, hafta sonu tatillerinde boş durmaz, beraberce Kur'an-ı Kerim okurduk. Namazlarını geçirmez, ibadetine düşkün, karınca incitmekten çekinen hassas bir vicdan sahibi.
Bir gün içi dışı heyecan dolu gözlük çerçevesinin üzerinden dolu dolu gözlerle bana bakarak:
- Hocam Allah'ım beni harama bakmaktan koruyor, demişti.
- Hayrola ne yapıyorsun Bilgehan, diye sorduğumda Bilgehan'ın cevabı Sahabe-Kiram gençlerinden birisinin cevabı gibiydi sanki.
- Hocam gözlüğümün camları miyop birisi dört buçuk numara diğeri de beş numara. Gözlüğümü çıkardığım zaman görmekte güçlük yaşarım. Okuldan çıkınca gözlüğümü çıkarıp cebime sokuyorum, evime gidene kadar hep yere baka baka gitmek zorunda kalmıyorum. İnsanları seçemiyorum, karşıdan gelen, yanımdan geçen hanımlar mini etekli mi? Kot pantolonlu mu? Hiç göremiyorum, böylece Allah'ım beni harama bakmaktan koruyor.
İşte bu zamanda böylesi de var mı sorusu akla gelebilir. Var hem de ne kadar çok, bir bilseniz.
Kaynak: Şakir Öztürk, Hey Gidi Günler, Kaynak Kültür Yayınları
0 yorum:
Yorum Gönder