İşittim ki, İbrahim Edhem (k.s.) hazretleri.
Bir gece devlet tahtında mışıl mışıl uyuyordu.
Sarayın tavanında bir ayak sesi işitti. Yerinden kalktı. Dağınık bir halde… Kendi kendine söylendi:
-”O kim ola?
Damda olan acaba kimdir?” “Bu vakitte sarayımızın damına çıkan kimdir?
Cevâb geldi: -”Ey cihân şahı! Devemi kaybettim. Ben fakir ve müflis yaşlı bir kişiyim!
Şah olduğu yerinde güldü.
-”Sarayın damında deve ne gezer?“dedi.
İkinci cevâb geldi: -“İyi bahtlı genç! Hiç aranır mı Allah, tahtta yatmakla?
Eğer sen yiyerek, uyuyarak ve rahatına bakarak Allah’ı ararsan; ben de damın köşesinde deve ararım!…
İbrahim Edhem gizliden bu sesleri ve öğütleri işitti.
Hiç şüphesiz dünyadan feragat etti.
Menzil, makam ve meviklerinden tecrid eden bir yola girdi.
Sonra bütün âlemlerde makbul bir kişi oldu….
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri: 4/92-93
0 yorum:
Yorum Gönder